Doğurganlığı etkileyen birçok psikolojik ve fizyolojik mekanizma vardır. Düşükler, gebeliği önleyici ilaç kullanmak, doğurganlık kapasitesi, hamilelik sayısı, gerçek doğurganlık gibi bilinen etkenlerin tespit ve takip edilmesi daha kolaydır. Ancak göz ardı edilen sorunların başında kişinin kilosu ve beslenme alışkanlıkları gelir. Doğurabilme kapasitesi, kadınların genellikle 15-49 yaş dönemi içinde sahip oldukları bir özelliktir. Bu yüzden bir an önce tespit edilip, tedaviye başlanması gerekir.
Sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenme tüm insanlar için her yaş döneminde önem arz eder. Ancak hayatta bazı dönemler vardır ki, büyüme-gelişme ve üreme gibi, bu süreç daha da fazla önem kazanır. Sağlıklı bir yetişkin olmak ve yeni bireyler dünyaya getirmek için (altta yatan ve çözümü olmayan başka bir problem yoksa) ideal kiloda kalmak ve herhangi bir besin öğesi yetersizliği yaşamıyor olmak gerekir. Türk toplumunda kadınlar genellikle hem makro hem de mikro besinler bakımından yetersiz ve dengesiz beslenmektedir.
İnfertilite yani kısırlık konusunda yapılan kadın, erkek ve hayvan çalışmalarının sonucunda, beden kitle indeksi arttıkça erkeklerde; sperm kalitesi, sperm motilitesi, testesteron seviyesi gibi parametrelerdeki düşüşlerin kısırlığa zemin hazırladığı görülmüştür. Aynı şekilde kadınlarda da seks hormonları düzeyleri düşerken, insülin, plazma androjenleri, leptin ve LH gibi hormonların yükselmesi yumurtlama sürecinin bozulmasına ve kalitesinin düşmesine neden olmaktadır.
Doğurganlığın azalmasında yumurta kalitesinin düşük olması büyük bir rol oynar. Doğurganlığı artırmak için erkek ve kadının yumurtasının kalitesini artırmak gerekmektedir. Yumurtanın kaliteli olabilmesi için de vücut içerisinde kan akışının iyi olması lazım. Ayrıca rahim bölgesine kanın akışını artıracak egzersizler ve masajlar, yapmak yumurta kalitesini olumlu yönde etkiler.
Oksijenden zengin kanın vücutta dolaşıyor olması, yumurtalıkların iyi kanlanmasını ve kalitesinin artmasını sağlayacaktır. Bu döngünün sağlıklı işlemesi için demir eksikliğine ve günlük sıvı alımınına dikkat etmek gerekir. Kırmızı et ve sakatatlar, demirin benzersiz kaynaklarıdır. Bitkisel kaynaklardan da, özellikle koyu yeşil yapraklı sebzeler ve kurubaklagillerden demir alınabilir ancak bunların vücuttaki biyoyararlılığı hayvansal kaynaklı olanlara göre daha düşüktür. Ayrıca demir içeren besinlerin emilimini artırmak için C vitamini ile birlikte tüketmek ve öğünlerden en az bir saat önce ve sonra çay-kahve içmeme gerekir.
D vitamini eksikliği; üreme sağlığını, yumurta rezervini, yumurtanın kalitesini ve döllenme oranını olumsuz olarak etkilemektedir. Ayrıca döllenmiş yumurtanın anne rahmine tutunma oranını da düşürmektedir. Gebelik öncesi eksikliği tespit edildiğinde, 600-800 IU Dvit takviyesi yapılmalıdır.
Kadınlarda cinsel organ gelişimi ve doğurganlık üzerinde etkili bir elementtir. İstiridye, kırmızı et, kümes hayvanları, kabuklu deniz ürünleri, fasulye, fındık çinko bakımından zengindir.
Doğurganlığı artırmasının yanında gebelik öncesi ve sonrasında kadında kontrol edilmesi gereken en önemli parametrelerdeki biridir. Eksikliğinde bebekte sinir sistemi ile ilgili ciddi defektler ortaya çıkabilir. Gebelik planladığınızda takviye olarak başlanacak ilk öğe folik asittir ve günlük beslenmenizde de destekliyor olmanız şarttır. Koyu yeşil yapraklı sebzeler, folik asit açısından zengindir.
Alkol, sigara ve kafein tüketimine de dikkat etmek gerekmektedir. Stres, anksiyete ve depresyon doğurganlığı yüzde 30 oranında olumsuz yönde etkiler. Alkol ve sigara erkeklerin sperm, kadınların yumurta kalitesini düşürmektedir. Ayrıca alkol tüketimi ile yağlanma artmakta, besin öğelerinin emiliminde azalmalara yol açarak, sağlıklı gebelik için risk yaratmaktadır.
Toplumun geleceğini de etkileyen bir halk sağlığı problemi olan infertilitenin önlenmesinde normal vücut ağırlığı sınırları içinde kalmak önemlidir. Yeterli ve dengeli beslenmek, düzenli fiziksel aktivite yapmak, obezitenin gelişmesi durumunda diyetisyen yardımına başvurmakta fayda vardır.
Tıbbi bir sorunuz var ise mutlaka doktorunuz veya sağlık servisi sağlayıcınız ile iletişime geçiniz. Bu web sitesindeki bilgiler sadece bilgi vermek amaçlıdır ve hiçbir şekilde tıbbi bir öneri, tanı veya bir tedavi için kullanılmamalıdır.