Hamileliğim ilerledikçe ve doğum yaklaştıkça, biraz ürkmeye başladım. Kaygılarımla baş etmenin yollarını öğrenmek için hemen doğum korkusunu araştırmaya başladım. Bu korku, psikososyal sağlığımızı tehdit edici bir durum. Araştırmalar, doğum korkusunun yetersiz bilgilendirme, sağlık personeline güvenmeme ve toplum tarafından empoze edilen olumsuz doğum hikayeleriyle arttığını ortaya koyuyor.
Bebekle ilgili korku: Annelerin yüzde 60’ı bebeklerin sağlığından endişe ettikleri için doğum korkusu yaşıyor.
Annenin kendisiyle ve eşiyle ilgili korkuları: Kadınlar doğumun acılı olmasından korku duyuyor. Böyle hissetmemiz çok normal ama doğru tavır, ağrıyı sürecin bir parçası olarak görüp, stres yapmamak.
Sağlık personeliyle ilgili korku: Anne adayları doğum anında bile etrafındaki her şeyin farkında oluyor ve bunlardan etkileniyor. Sağlık personelinin hata yapması ya da farklı davranması bizleri korkuya sürükleyebilirmiş.
‘Bu kadar korku yeter bize nasıl baş ediceğimizi anlat!’ dediğinizi duyar gibiyim. Kadınlar, bu korkuyla baş etmede bazı yaklaşımlar geliştiriyor. Bunlar; kaçınma ve oryantasyon… Kaçınma yöntemine başvuran kadınlar, bebekleriyle ilgili ayrıntılı bilgi almak istemiyor. Bu davranış tehlikeli olabilir, anne ve bebek sağlığını olumsuz etkileyebilir. Hiçbir risk taşımamasına rağmen sezeryan olmayı talep eden anne adaylarının yüzde 93’ünün, sağlık personeli tarafından bilgilendirildikten sonra vajinal doğuma yöneldiği görülmüş. Kaçınma yönteminin tam zıttı olan oryantasyon ise en detaylı bilgiyi talep etmek ve kendini duruma alıştırmak olarak tanımlanıyor. Kadınlar, aynı zamanda lamaze, hypno-birthing ve rahatlama teknikleri gibi bazı davranış modelleri de kullanıyor.
Doğum işleyişini her şeyiyle kabul etmek ve dış girişimleri azaltmaya dayalı bir felsefe olan lamaze, doğum algısını pozitif etkiliyor. Doğumun organik bir şekilde gelişmesine izin verilmesini, hareket izni olmasını, sosyal desteğin sağlanmasını, doğum pozisyonuna anne adayının karar vermesini destekleyen bir felsefedir.
Doğumu sanat olarak alan bir yaklaşımdır. Bu yöntem bilinçaltına inerek, oradaki korkuları çözmeyi hedefliyor. Bu yaklaşım, kadınların doğum sırasında ağrı çekmesine yol açan kaynağın bilinçaltında gizlenen korku olduğunu savunuyor. Anne adayı, çocukluğundan beri bulunduğu çevreye göre birçok doğum hikayesine maruz kalmış ve bunları depolamıştır. Hypno-birthing negatif duyguları yüzeye çıkarıp, temizliyor. Bu yöntem sayesinde sağlık personelinin doğum sırasında yapacağı girişimler en aza iniyor, gebe rahat bir şekilde doğumu gerçekleştiriyor. Gebeler, sosyal destek gördükçe olumsuz duyguları da azalıyor. Burada partner, arkadaş ve akrabalara çeşitli görevler düşüyor. Hamileliği olabildiğince rahat ve mutlu geçirmek elimizde. Yaşayabileceğimiz durumları önceden bilmek ve ilgili kişilerden destek almak, en doğrusu olacaktır.
Tıbbi bir sorunuz var ise mutlaka doktorunuz veya sağlık servisi sağlayıcınız ile iletişime geçiniz. Bu web sitesindeki bilgiler sadece bilgi vermek amaçlıdır ve hiçbir şekilde tıbbi bir öneri, tanı veya bir tedavi için kullanılmamalıdır.