logo-03

Hamilelikte ruh sağlığı

Merhaba hanımlar ve değişen hormonlarım! Bu haftaki seansımı iple çektim, çünkü verdiğim tepkileri anlamlandırmak için hamilelik psikolojisi ve ruh sağlığı hakkında sorular sormam gerekiyordu. Hamilelikte fiziksel bir şikayetimiz olduğunda anında müdahele ediliyor fakat psikolojik şikayetimiz ikinci plana atılıp önemsenmiyor. Hamilelikte birçok psikolojik durum söz konusu… Öncelikle kaynağın, bedenin geçirdiği fizyolojik ve hormonal değişim olduğunu bilelim. Bu değişimlerin birçok ruhsal değişime etkisi var.

Gebelik ve sonrasında en çok görülen psikolojik semptomlar arasında anksiyete ve depresyon bulunuyor. Bunlar bazen sadece belirti olabilirken bazen de ruhsal bozukluk haline geliyor. Belirti, şikayetin bozukluğa dönüşmeden önceki işaretleridir. Bozukluk ise belirtilerin sıklık ve şiddetindeki artışla birlikte işlevselliği olumsuz etkileyecek düzeye gelmesi. Örneğin anksiyete belirtileri arasındaki aşırı endişe ve huzursuzluk halinin şiddeti ve sıklığı arttıkça, kişiyi iş-okul-çocuk bakımı gibi işlevlerinden alıkoyacak düzeye geldiğinde anksiyete bozukluğu olabilirmiş.

Peki bu ayrımın bize faydası ne olacak?” diye sorarsanız; bazı ruhsal-duygusal tepkilerimizin insani ve doğal olduğunu aklımızdan çıkarmasak iyi olur veya daha ciddi ve kronik bir durumda bir ruh sağlığı uzmanından destek alsak iyi olur. Psikolojik Açıdan Hamilelik Süreci Hamilelikte Ruh Sağlığı Geldik benim en merak ettiğim kısıma. Biliyorum ki, her anne adayı eşşiz ve özeldir. Bu sebeple hamilelik süreci farklılık gösterebilir. Ancak klinik bulgulardan yola çıkılarak hamilelik süreci modeli oluşturulmuştur.

Haydi bu modele bakalım

Anne adayı, hamileliğin her evresinde (1-2-3. Trimester olarak ayrılır) farklı bir psikolojik evreler yaşar. Bu evreleri yakından inceleyelim.

1.Trimester (1-13 hamilelik haftası): Bu dönem anne adayları için yeni olan bu durumla tanışma ve alışma dönemidir ve en güvensiz hissettikleri aralıktır. Hamilelik haberinden sonra hep mutluluk ve coşku hissedilmez. Akıla birçok soru gelir. ‘Ben nasıl anne olacağım?’, ‘Ne kadar kilo alacağım?’, ‘Eşim beni sevmeye devam edicek mi?’, ‘Meslek hayatım bitecek mi?’, ‘Sosyal hayatım değişecek mi?’. Bütün bu sorular kaygıyla sorulur ve sorulmalarıda çok normaldir. Hamileliği çok isteyen ve hazır olduğunu düşünen anne adayları bile iniş çıkışlı dönemler yaşarlar.

2.Trimester (14-27. hamilelik haftası): Anne adayı için hamileliğe alışmanın başlaması ve uyum sağlama dönemidir. İlk haftalardaki sorular yerini pozitif yargılara bırakır. Artık bebeğinin hareketlerini hissetmeye başlayan anne duygusal olarak annelik rolüne hazırlanır.

3.Trimester (28-40. hamilelik haftası): Bu evrede hem anne hem de baba psikolojik olarak aile ve bebek sahibi olma fikirlerine alışmaya başlarlar. Hamileliğin son haftalarında oluşan fiziksel şikayetler doğumla ilgili kaygılara sebebiyet verebilir. Bu süreçte anne adayları tekrar psikolojik stres yaşamaya başlarlar. Bu noktada anne adayının alacağı destek önemlidir. Bilgisine güvendiği insanlar ya da sağlık personeli tarafından bilgilendirilmek kaygılarını düşürür. Hamilelik sürecine psikolojik olarak bakınca, hayatın her alanında yaşanacak olan değişimlere geçiş süreci çiftler için sorumluluklarla dolu bir yoldur. Bebeğe duyulan heyecanın yanında kaygılar olağandır. Bu sebeple yaşanacak olan duygusal değişimler normal karşılanmalıdır. 

Hamilelikte eş/yakın/sosyal destek

Hamilelikte ruh sağlığı için önemli olan çevrelerden bahsetmek gerekirse. Tüm araştırmalar, hamilelikte sosyal desteğin fark yarattığını ve olmazsa olmaz olduğunu belirtiyor. Ben de sizler için çalışıp geldim ve bulgular üzerinden, durumların hamile sağlığına etkisi nasıl oluyor anlatacağım.

Evlilik uyumunun hamile sağlığına etkisi: Hamile kadınların pozitif evlilik uyumlarının hamileliklerini olumlu etkilediği bulunmuştur. En çok stresle başa çıkmada yardımcı oluyormuş.

Çalışmanın hamile sağlığına etkisi: Hamilelikte çalışma hayatı, çalışma şartlarının uygunluğu sağlandığında bir sorun arz etmemekteymiş. Biz hamile kadınlar bazen sosyal alanlarda kendimizi çok sınırlıyoruz. Aslında hayat tarzımız büyük oranda aynı kalabilir. Ancak rahat bir hamilelik geçirmek adına ve normaldışı durumların oluşmasını engellemek için bazı değişiklikler yapılmalıymış. Biraz onlardan konuşalım.

Doğru olan, meslek tipine ve hamileliğin ilerleyişine göre çalışma hayatını şekillendirmekmiş. Fiziksel güç gerektirmeyen işler de hamileliğin son haftalarına kadar sürdürülebilirken; bedeni yoran, kimyasal, radyasyon ve enfeksiyon riski taşıyan meslekler de yetkili ile görüşülüp uygun değişiklik ya da izin sağlanmalıymış.

Ev işleri: Anne adayları hamilelik dönemlerinde tıbbı sorun yaşamadıkları takdirde kendilerini çok yormadan günlük ev işlerine devam edebilirlermiş. Son haftalara yaklaştıkça baba adayından yada başkasından yardım alınması anne adayına destek açısından çok iyiymiş.

Beslenme: Hamilelik haberini alınması ardından anne adayları beslenme alışkanlıklarını büyümekte olan bebeğe maksimum fayda sağlayacak şekilde düzenlemeliymiş. Ayrıca sigara ve alkol kullanımının hamilelikte asla yeri yoktur!